Türk kahvesi, sadece mutfak kültürümüzde değil aynı zamanda geleneğimizde göreneğimizde yerini almış enfes bir içecektir. Hemen her özel günde ve ve yemeklerden sonra tükettiğimiz kahve, aynı zamanda yapanın el becerisine göre hamaratlık seviyesini de belirleyen çok özel bir içecektir.
Aslında yapımı oldukça kolay olan Türk kahvesinin, dikkat edilmezse acımsı bir tada ve duru bir görüntüye sahip olması kaçınılmazdır. Bu yazımızda, sizlere vereceğimiz birkaç basit püf noktası ile her zaman bol köpüklü, enfes kokulu ve kendine özgü hoş rayihalı kahve yapmanız mümkündür.
Bol köpüklü bir Türk kahvesinin ilk sırrı soğuk sudur. Suyunuz soğuk olmazsa o istenen kabarık köpük görüntüsünü elde etmeniz mümkün olmayacaktır. Ayrıca kahvenizi asla musluk suyu ( maalesef ülkemiz sularının büyük bir çoğunluğu oldukça klorlu ) ile yapmayın. Kaliteli içme suyunu tercih edin.
Kahvenin kendisi her zaman taze olmalıdır. Özellikle semtinizde kahve satan kuruyemişçi ya da kahve dükkanı varsa buralardan az miktarda ve taze çekilmiş kahve almayı alışkanlık edinin ve kahvenizi ağzı kapalı bir kapta nemden ya da kokudan uzak tutun.
Kahveyi, şekeri ve suyu cezve içine koyduğunuzda iyice karıştırarak tüm malzemenin harmanlanmasını sağlayın. Ardından kısık ateşte pişmeye alın ve bundan sonra kesinlikle karıştırmadan ağır ağır pişmesini bekleyin.
Kahveniz pişmeye başladığında tortusu aşağıda, köpüğü üstünde toplanmaya başlayacaktır. Köpük toplandıktan bir süre sonra kenarlarından kabarmaya başlayacaktır. Kahvenizi tam bu esnada ocaktan alıp köpüğünü fincanlara paylaştırın. Eğer kahvenin tadını biraz daha acı seviyorsanız köpüğü dağıttıktan sonra kalan kahveyi bir taşım kaynatarak fincanlara ekleyin, sevmiyorsanız kahveyi tekrar kaynatmayın.
Son olarak kahvenizi yaptığınız cezvenizi ayırın ve içinde başka herhangi bir şey pişirmeyin ya da ısıtmayın. Eğer pişirmek zorunda kalırsanız cezvenizi iyice temizleyin.
Ve unutmayın, kahve en güzel paylaşımların da çok özel eşlikçisidir. Bu yüzden hep sevdiklerinizle keyfini çıkarın…